https://www.youtube.com/watch?v=h6vKIWEFvQ4
Kafdağı’nın ardındaki vaad edilen cennet, Doğu Karadeniz Sıradağlarının denize değen eteklerinde, yeşille mavinin kucaklaştığı bir çizgide kurulan Rize’dir.
Rizeliler, coğrafyanın hırçınlığını oğlak derisinden yaptıkları tulumun sesiyle uysallaştırır, gökyüzündeki bulutlar gibi kol kola horona dizilir; kemençe sesiyle Karadeniz gibi dalgalanarak eğlenirler.
Yarı tropik bölgelerdeki tüm meyve ve tarım ürünlerinin yetiştirilmesine uygun iklimi sayesinde aynı zamanda çayın Anadolu’daki başkentidir Rize… Bölgenin, dünyada eşine zor rastlanır endemik bitki örtüsü, yöreye eşsiz bir güzellik ve zenginlik katar.
Coşkun derelerin üzerinde, herbiri birer sanat eseri olan taştan yapılmış kemer köprüler, ilk yapıldığı günkü haliyle, vadilerin iki yakasını birbirine bağlamaya devam eder.
Dorukları 3000 metreyi geçen dağların yamaçlarında asırlık muhteşem konaklar, Rize’nin yemyeşil vadilerini ziyaret edenlerin ilk fark edecekleri güzelliklerdendir…
Bu dağların kara kayalı dik başlarını sakladıkları ak karlar, kaç yolcuyu alıkoydu yolundan bilinmez.
Günümüzde de dünyada keşfetme heyecanını kaybetmeyenler için cazibesini koruyan ender yörelerden biridir Rize…
Çevrede görülen her şey bir masalın parçaları gibidir. Bilgeye bilgi, huzur arayana dinginlik, kaşiflere heyecan, macera sevene fırsat veren masal diyarında, gerçek anlar yaşamak için, RİZE SİZİ ÇAĞIRIYOR…